Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, sıkı para politikası duruşunun enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar süreceğini ifade etti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı (TCMB) Fatih Karahan, Boğaziçi Üniversitesinde düzenlenen Finans Zirvesi 2025'te "Türkiye Ekonomisinde Para Politikası ve Enflasyon Görünümü" başlıklı konuşma yaptı.

Türkiye'deki para politikası uygulamalarına ve son dönemdeki makroekonomik gelişmelere değinen Karahan, "Sıkı parasal duruşumuzu desteklemek üzere kullandığımız araçları 3 ana grupta özetleyebiliriz. Mevduata yönelik düzenlemeler ile Türk lirası mevduatın payını artırmayı ve KKM'yi kademeli olarak azaltmayı hedefliyoruz. Kredi büyümesine yönelik düzenlemelerle kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçiyoruz. Üçüncü olarak da likiditeye ilişkin adımlarımız ile sistemdeki fazla Türk lirası likiditeyi yönetiyoruz. Mart ayından bu yana finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin enflasyon görünümü açısından oluşturabileceği riskleri değerlendirerek parasal sıkılığı artırıcı adımlar attık" dedi.

Karahan, son dönemde parasal sıkıcılığı artırmaya yönelik attıkları adımlara ilişkin bilgiler vererek, finansal piyasaların etkin işleyişinin sürmesi amacıyla, piyasa kuralları içinde tüm para politikası araçlarını proaktif bir yaklaşımla ve kararlılıkla kullanmaya devam edeceklerini vurguladı.

"Likidite yönetimi araçlarını etkili şekilde kullanmayı sürdürüceğiz"

Likidite koşullarını yakından izlemeyi ve likidite yönetimi araçlarını etkili şekilde kullanmayı sürdüreceklerinin altını çizen Karahan, sözlerini şöyle sürdürdü:

İstanbul'daki havalimanları ilk 4 ayda 39 milyon yolcu taşıdı İstanbul'daki havalimanları ilk 4 ayda 39 milyon yolcu taşıdı

“KKM bakisindeki azalış, finansal istikrar üzerinde risk oluşturmadan ve Türk lirası cinsi mevduat önceleyerek sağlandı. Son 12 ayda vadesi dolan KKM hesaplarından dövize geçiş oranı yüzde 14,5 seviyesinde gerçekleşti. KKM bakiyesinin azalması, Türk lirası mevduat payını artırarak parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve Merkez Bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltıyor. Son dönemde görülen finansal oynaklıkların sistemdeki toplam Türk lirası payı üzerindeki etkisi de sınırlı oldu. Nitekim, TL mevduatın payı yüzde 58 ile tarihsel ortalamasına yakın bir seviyede ilerlerken, yatırım fonlarına dahil ettiğimizde görünüm değişmemekte.”

Karahan, yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güveninin artmasının rezervlere olumlu yansıdığını, son dönem yerel ve uluslararası gelişmelerin özellikle yurt dışı kaynaklı döviz talebinde artışa sebep olduğunu söyledi.

Karahan, 22 Mart 2024'te 124 milyar dolar seviyesinde olan brüt rezervlerin 14 Mart 2025'te 171 milyar dolara yükseldiğini ve 2 Mayıs'ta 139 milyar seviyesine gerilediğini anlattı.

Swap hariç net rezervlerin 22 Mart 2024'ten 14 Mart 2025 tarihine kadar eksi 65 milyar dolardan 66 milyar dolara yükseldiğinin dile getiren Karahan, "2 Mayıs'ta 14 milyar dolar civarında kaydedildi. 14 Mart-2 Mayıs tarihleri arasında oluşan döviz talebinin yüzde 70'i yurt dışı kaynaklı olurken yurt içi talep sınırlı kaldı.” dedi.

"Mevduat faizlerinin seviyesi Türk lirasına geçişi ve tasarrufları destekliyor"

Karahan, enflasyon görünümünü etkileyen unsurlardan bahsederek politika faizinde yaptıkları artışların mevduat ve kredi fiyatlamalarına beklentileri ölçüsünde yansıdığını söyledi.

"Para politikası duruşumuz ve makro ihtiyati çerçeve sayesinde mevduat faizlerinin seviyesi Türk lirasına geçişi ve tasarrufları destekliyor." diyen Karahan, son dönemde tüketici kredilerinde yaşanan bir miktar ivmelenmenin kredi kartı kaynaklı olduğunu anlattı.

Karahan, mal talebine ilişkin göstergelerin, yurt içi talebin ılımlı seyretmekle birlikte bir miktar dirençli olduğunu gösterdiğini kaydederek, perakende satış endeksi, kartlı harcamalar, reel harcamalar, talep göstergeleri gibi alanlardaki gelişmelere değindi.

"Sıkı ve kararlı duruşumuzu korumayı gerekli kılıyor"

Alınan politika tedbirleri ve manşet enflasyonundaki düşüşü takiben enflasyon beklentilerinin sektörel farklılık göstermekle birlikte gerileme eğilimine girdiğini dile getiren Karahan, "Son dönemde finansal piyasalarda yaşanan gelişmelerin etkisiyle nisanda enflasyon beklentilerindeki iyileşme duraksadı. Enflasyon beklentileri dezenflasyon patikamızın üzerinde seyretmeye devam ediyor. Bu görünüm para politikasındaki sıkı ve kararlı duruşumuzu korumayı gerekli kılıyor." yorumunu yaptı.

"Sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz"

Karahan, enflasyon üzerindeki yukarı ve aşağı yönlü etkilere değinerek, "Emtia fiyatları daha ılımlı seyrederek dezenflasyona katkı sağlıyor, yurt dışı talep zayıflıyor. Para politikasında aldığımız önlemler sayesinde yurt içi talep de zayıflamakta. Diğer taraftan belirsizliklerin geçmiş döneme göre daha yüksek olduğunu da göz önünde bulundurarak ihtiyatlı ve sıkı bir para politikası duruşu sergiliyoruz. Sıkı para politikası duruşumuz enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar da sürecek” dedi.

Karahan sözlerini şöyle tamamladı: “Bir kez daha vurgulamak isterim ki fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. TCMB olarak dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacak, enflasyonu belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için kararlılıkla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”

(Kaynak : AA)